Daha önce okuduğum kitaplardan farklı olarak bu kitap insanı ön plana çıkaran; insanın çelişkilerini, değerlerini, ailesini, yerini, yurdunu, hasretini, özlemini... kısacası bu kirli çarkta unutulan insanlığı yazmaya çalışmış.
Birinci kısım: Kürt sorununun görünmeyen dişlilerinden, istatistiksel değere dönüşen insanların hayatlarından, öykülerinden oluşuyor. Dili yasaklananan, köyü yakılan, babası gözlerinin önünde işkence gören, "gizli polis" uygulaması yüzünden okuldan soğuyan, kültürel değerleri yasaklanan, ayaklar altına altına alınan, gittiği yerlerde hakir bakışlarla karşılanan insanların yaşadığı travma ve bunun sonucunda hayatlarını- çevresindekilerin hayatlarını da - sonuna kadar değiştirecek bir karar almaları ve bundan sonra yaşadıkları ele alnıyor.
Meselenin Türk-Kürt halkı arasında geçmediği sorunun SİSTEM' de olduğu açık seçik bir şekilde anlaşılıyor. Bin yıldan bu yana bir arada yaşayan halkların arası ne oldu da şu son yüzyılda dönüştü?
Kitabın ilerleyen sayfalarında bu sorunun cevabını da göryoruz. İttihatçıların başını çektiği grup Ulus-Devlet oluşturmak için Türkiye' de yaşayan tüm halkı- Kürt, Laz, Çerkez, Abaza...- modernizmin tek tipleştirici jargonuna uygun olarak asimile etmeye çalıştı. Diğer halkalar üzerinde asimile çalışmaları etkili olduysa da- ki kendileri de gönüllüdür- Kürtler bu durumun dışındaydı. İşte bundan sonra yapılan her yanlış günümüze kadar gelen büyük acılara, travmalara, katliamlara varan uygulamaların başlangıcını oluşturdu.
Şark Islahat Planı, Abidin Özmen Raporu, Takrir-i Sükun, Şark İstiklal Mahkemeleri, Zilan Katliamı,Dersim Katliamı, 60 darbesininin kendilerini Kürt sanan Türkler raporu, 80 darbesinin Diyarbakır 5 nolu Cezaevi, olağanüstü hal, faili meçhuller, köy yakmalar... Daha nice nice yapılanlar SİSTEMİN nasıl çalıştığını göstermesi bakımından yeterlidir.
Neticede bu yapılanlarla halkların infiale gelmeyip mutedil davranmaları gerçekten takdire şayan bir durumdur.Başka yerlerde bunların olması durumunda- malum dezenformasyonun bu kadar yoğun olduğu bir memleket yoktur- Latin Amerika ülkerinden pek farklı bir şey beklemek mümkün değildir. Halkımızın sağduyusuna hayranım. İki yüzlü siyasetçileri, dalavereceleri, rantçıları, savaş tamatamcılarını biliyor ve artık bu durumun bitmesini istiyor. Bu düzen böyle gelmiş böyle GİTMEZ diyerek. Zafer HALKINDIR.
Kitabın son bölümünde çocukluk arkadaşıyla yıllar sonra karşılaşması ve yanındaki arkadaşlarıyla yaptığı sohbete yer vermiş. Fotoğraflarla kitap sona eriyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder